Hatalı Düşünmeyi öğrenme ve onu yenme

Hatalı Düşünmeyi öğrenme ve onu yenme
Hatalı Düşünmeyi öğrenme ve onu yenme

Düşüncelerinizi nasıl gözlemleyeceğinizi öğrenmek, hatalı düşünmeyi tespit etmenizi sağlar. Hatalı düşünme, belli bir biçimde düşünmeye alıştığımız için, bazen tespit edilmesi zor olan yanlışlıklar içerir. Yanlışlar için yaygın olan 2 hatalı yöntem ise;

  • "Sadece felaketi düşünmek"
  • "Hepsini, her şeyi" düşünmek ya da "Hiçbir şeyi"  "Düşünmemek"
Bunlarla tanışmaya hoş geldiniz. Daha kolay tespit etmenizi sağlayacak örnekler

Hatalı düşünmeye yol açan 10 madde

1. Genelleştirmede aşırıya kaçma

Her olayı, hiç bitmeyen bir sürecin parçası olarak sınıflandırmaya çalıştığınızda gerçekleşen durum. Mesela, bir iş görüşmesi var, olumsuz geçti, olabilir; ama siz, “Her zaman böyle olacak, hep olumsuz geçecek, yapamıyorum” diyorsunuz. Benzer şekilde, satrançta kazanamadınız, hemen; “Satrançta asla kazanamam” diyorsunuz. “Asla” ve “her zaman” gibi sözcükler, “genelleştirmede aşırıya kaçma” sürecini başlatır. Bir kişiyi, bir olayı ya da bir şeyi, bitmeyen bir oluşuma göre sınıflandırmaya çalıştığınızda, genelleştirmede aşırıya kaçma sürecinin bir parçası olursunuz.

2. Sahip olduğu kazanımı unutup, fazlalık olan kazanıma odaklanmak

İnsanların olumsuz deneyimler adına olumlu deneyimleri gözden kaçırmaları çok yaygındır. Bazı insanlar, olumlu deneyimlerinin sayılmadığını düşünürken, bazıları ise bu kazanımların farkında bile değildir. Örneğin, günde 8 saat çalışıyorsunuz ve arkadaşınız ise 9 saat çalışıyor, arkadaşınızın çalıştığı, sizin de çalışmadığınız o fazlalık bir saate odaklanırsınız her zaman. Başka bir örnek ise, bir döviz tüccarı, 200 dolar kaybediyor ama 1000 dolar kazanıyor; sonuçta kaybettiği için, kazancından memnun olmuyor.

3. Belirlenmiş olan açıklamalar

“Kesin ifadeler” yani “olması gereken ifadeler” olarak bilinir. Büyük beklentilerin söz konusu olduğu ifadelerdir bunlar. Basit bir örnek vermek gerekirse,; arkadaşının sana dondurma getirmesini bu akşam bekliyorsun; çünkü ona bunu yapmasını söyledin. Bunun olmayacağını düşünmek; işte bu tür beklentiler düşüncede: Öfke, hüsran ve depresyona yol açacaktır.

4. Diğer Etmenleri Suçlamak

Kendinizi ve başkalarını “ diğer faktörleri” suçlamak için, çoğunlukla etkiliyor musunuz? Bu sürecin içindesiniz demektir. Örneğin, arkadaşınız bir iş görüşmesinde başarılı olamadı, “eğer ailem bana şans dileseydi, ben de geçmiş olurdum” diyebilir. Bu düşünme şekli, bu gibi ifadelerle gelen kişiselleştirme ve suçlama sürecinin bir parçasıdır. Başaramadığın şey için “sürekli” başkalarını suçlamak? Ne derece doğru, tartışılır. Bunun sürekli olma hali, “hatalı düşüncenin” gelişmesine yol açar.

5. Etiketlendirme ve Sınıflandırmada

“Siyah siyahtır, beyaz beyazdır, arası olmaz.” Abartı olan bu düşüncenin bile aşırıya kaçması bu maddeyi tanımlar. Kişi, insanları iyi etiket ve kötü etiket altında kategorize etme eğilimi taşır. Mesela, arkadaşınız bir günlüğüne arabasını size vermedi, meşgul olacağını fark etmek yerine, iyi bir arkadaş olmadığı yönünde düşünürsünüz. Sürekli bu eğilimi taşımak, düşünme hatalarınızı beraberinde getirir.

6. Duygusal Muhakeme

Duygusal akıl yürütme, duyguları salt gerçekler olarak algılamak ve kararlarınızı ve eylemlerinizi onlara dayandırmaktır. Örneğin, kendiniz için aldığınız spor malzemelerine çok fazla para harcadığınızı düşünerek, kendinizi suçlu hissediyorsunuz; bu suçluluk duygusu ile, yeni kıyafetlere biraz fazla para harcamış olan eşinizi eleştiriyorsunuz. Hissettiğiniz duyguları, etrafınıza salt gerçekler olarak sunmak, doğru düşüncelerinize hatalar katar.

7. Öngörüde abartı

Örneğin, bir kişinin olumsuz yönlerini ya da iyi niteliklerini, asla gözden kaçırmayacağınızı mı düşünüyorsunuz? İşte bu durum abarttığınız zamandır. Mesela, arkadaşınız size maddi olarak yardımcı oluyor diye onu hiç sınamamış olsanız bile, onu güven duyacağınız bir kişi olarak düşünmeniz olasıdır. Her şeyi bilmenize gerek yok, abartmayın yeter.

8. Geleceği tahmin etme düşüncesini her daim taşımak

Bir durumun ya da insanın, örneğin, olumsuz olacağını ki olmasa bile bu yönde tahmin edersiniz. Buna olanak tanırsınız. Örneğin, gideceğiniz iş görüşmesinin iyi sonuç vermeyeceğini var sayıyorsunuz, böyle düşünerek bu zihniyeti görüşmeye getirmiş oluyorsunuz yani hatalı düşünmeye olanak tanımış oldunuz, tebrikler.

9. Zihin okuduğunu sanma

Bir kişiyi çok iyi tanıdığınızı düşünerek, belli bir konuya yönelik tutumunu veya tepkisini tahmin edebilirsiniz, olasıdır. Bu tahmin, tek taraflı bir zihin okumaya dönerse, düşünceniz hataya doğru gidiyordur. Örneğin, arkadaşınız sizi rahatsız ediyor; sizden hiç hoşlanmadığı için bunu yaptığını düşünüyorsunuz. Daha sonrasında ise niçin böyle yaptığını anlamak için sormak yerine, aynı zihniyet ile tepki vermeye devam ederek zihin okuduğunuzu sanmış oluyorsunuz. Her şeyi, sadece kendi düşüncenize göre  yorumlamak “her şeyi bilmek “ ile gelen hatadır.

10. Zihni Süzgeçleme Durumu

Zihinsel olarak filtrelenmiş oluyorsanız, bir olayın veya kişinin olumsuz detaylarına odaklanın ve orada olabilecek olumlu şeyleri de gözden kaçırmayın. Örneğin, komşunuz kötü bir alışkanlığı olan aslında iyi bir insan ama sizi rahatsız eden yüksek sesli müzik çalıyor. Belki de müziğin çok yüksek olduğunun farkında bile değil; bu alışkanlığı zihninizi filtreliyor ve sadece bu davranışı kötü olduğu için komşunuzla konuşmanın da yararsız olduğunu düşünüyorsunuz. Yalnızca olumsuzluklara takılmayın ki olumlu şeyleri de gözden kaçırmayın.

Tüm Bu Düşüncelerin Üstesinden Gelmek İçin İpuçlarına devam

İnsanların düşüncelerimizi izlerken, bu hatalı düşünme yollarından bazılarına girmeleri kesinlikle normaldir.

Böylesi düşüncelerin üstesinden gelmek için, bazı ipuçlarına bakalım:

Kanıtlara inan

Bir kişi veya bir durum hakkında doğru olduğuna inanılan gerçeğe hemen tepki vermek yerine, gerçek kanıtlar için uğraş. Başkalarının bu gibi durumlara veya insanlara nasıl davrandığını ve nedenini incele. Buna karşı koymak için nasıl uğraş veriyorlar? Belki de varsayılanlar doğru değildir. Doğru olsa bile, geçerliliğini ispatlayana kadar ona inanmak zorunda değilsin.

Çifte Standarttan Kaçının

Asla hoşlanmadığın birine karşı çok sert olabilirsin. Sevmediğin bir şey yaptı diye ona karşı sert ve kaba davranabilirsin. Fakat aynı şeyi sevdiğin bir kişi yapsa, bu durum büyük bir önem taşımaz senin için. Böylesi çifte standartlardan kaçınmaya çalış.

Sadece Siyah ve Beyaz olamaz; Aralara geç ve griye git

Bir şey, hiçbir zaman tamamen mükemmel ve kusursuz değil. “Mükemmel” ve “kusurlu” olarak nitelendirmek yerine, 1-10 arasında derecelendirmeye gitmeyi dene. Mesela, bir İş görüşmesi için olumsuzluk yaşasan bile, diğerleri için hala şansın var değil mi? Bu durum, özgeçmişinizin ve niteliklerinin dikkatleri çekebilecek kadar iyi olduğu anlamına gelir. Bu yüzden, direk başarısızlık yerine 8 puanlık bir durum olarak değerlendir bunu.

İfadesi olmayan kelimeleri kullanmayın

İnsanlar genellikle duygularını anlatmak için belirsiz ve kesin olmayan kelimeler kullanırlar. Örneğin, eşin sana yalan söyledi diye “kızgın” hissediyorsun. Sadece eşine  kızgın olma, kendine de kızgın olduğunu söyle. Daha açık ol ve mevcut duygularını en iyi tarif eden kelimeleri seç. Evet, hayal kırıklığına uğrattı eşin seni ama belki de yapmaz diyerek, kendin adına da bu duyguyu yaşamış oldun; kendine güvendiğin için “kendine” kızmışsındır, bunu fark etmek, aptalmış gibi hissettirebilir. Düşüncelerini ve duygularını anlatmak için özel terimler kullanmayı dene. Bu sana olayları genişletmek yerine olduğu gibi analiz etmeyi öğretir.

Anlamsal Yaklaşımı denemelisin

Anlamsal yaklaşım, duygu veren ve vermeyen terimleri kullanabilmek ile ilgilidir. Mesela, “asla” gibi esnek olmayan kelimeler yerine “nadiren” gibi esnek olanları kullanın.
Düşüncelerini biçimlendirmek senin elinde, öğrenmekten vazgeçme!

Yazar: Ümmügül Güven

Yorumlar